cocuk oyunlari

grup oyunlarında her zaman için oyunu başlatıcı avcunu açıp şöyle bir tekerleme söylerdi:
"yerden yüksek oynayan kaleye mum diksin
yerden yüksek oynayan kaleye mum diksin
kale kapanıyor, elini çeken oynamiyor!"
peşisıra avcunu kapar içerde parmağı kalanlarla oyun oynanmaya başlardı...


aç kapıyı bezirganbaşı:
"aç kapıyı bezirganbaşı
bezirganbaşı
kapı hakkı ne alırsın, ne verirsin
arkandaki yadigar olsun
yadigar olsun
bir sıçan, iki sıçan, üçte kapan"



bizden size kim düşer? [mendilim köşe köşe]:
iki grup karşılıklı dizilip elele tutuşur bir grup diğerine "bizden size kim düşer (mendilim köşe köşe bizden size kim düşe)?" der ismi söylenen koşarak bu zinciri kırmaya çalışır, çok çamur oyundur. zincir kırılırsa kaptığını kendi grubuna geri götürür, kıramazsa o gruba dahil olur.


dansa davet:
pek hatırlamamak ile beraber şu kadarını söyleyebilirim ki kızlar erkekler karşılıklı dizlir her çocuk oyunu gibi bir tekerlemeyle bir erkeklerden bir kızlardan sırayla birisi gider dansa davet ederdi. kız isterse sırıtır, istemezde "hıh" ifadesiyle arkasını dönerdi. teklifi kabul eden ve edilen el ele sıra başına geçer en sona ve dona kalanlar ellerini yukarı da birleştirmiş çiftlerin arasından dayak yiye yiye en az hasarı almaya çabasıyla koşarak geçmeye çalışırdı.


ebe tura bir (i)ki üç [ende tura bir (i)ki üç]:
tilki tilki saat kaç benzeri bir oyundur. ebe gruba arkası dönük "ebe tura bir ki üç" der döner, başlangıç sınırından beri adım atanlar o anda donmuş olmak zorundadır, hareket eden ve ebenin gördükleri başa döner. ebe şaşırtmaca verip "ebe tura çirkin" diyebilir, o zaman verdiği anahtar kelimeye göre bir pozda donmak farzdır yoksa anahtar kelimeye uygun poz veremeyenle birlikte başa dönersin.


etek açmaca:

bir ilkokul cagi oyunudur. genelde erkeklerden birinin ya da fettan bir kizin yanindan gecen kizin etegini kaldirmasiyla baslar ve kiz erkek herkes ortamdaki kizlarin etegini acmaya calisir bir ton cigliklasma ve bir elle etegin onu kapatilirken arkayi kollamak icin koselere kacilir obur el ise denk gelen kizin etegini acmak icin hazirda tutulur. genelde ders zilinin calmasi ve siralara kacisilmasiyla sona erer. bizim zamanimizda adi etek acmaca idi zaman zaman etek kapmaca olarak da anilirdi. oyunu baslatan fettan kizlar her zaman icin altlarina tayt giyerler bir sure sonra akillanan diger masumcuklar -kurban- da akillanip tayt giymeye baslarlar. bu noktada da gunun dedikodusu kimin ne renk tayt giydigi olur. altta tayt olmasina ragmen etegin acilmamasina calismak oyunun gereklerindendir, aksi davranan mizikcidir.


istop:
bir top ve bir grup kişiyle oynanır. topu tutan havaya atıp bir isim söyler, o kişi topu tutmaya çalışır, tutamazsa ebe tekrar topu tutar ve ebeliği atmak için gruptan birisini vurmaya çalışır, koşturmaca gırla. enuzaktakini kimse onun ismini çığırmak en zekice şeylerden biridir tabi. bir de isim değil renk/cisim/vs ismi çığırarak oynanan versiyonu vardır. top atıldığında herkes onu isme uygun bir şey tutmaya çalışır.


kale basmaca:
iki grup olur, belirlenen kaleler ele geçirilmeye çalışılır. gözcüler bu oyunda kilit isimlerdir.


kulaktan kulağa:
sıra halinde dizilen oyunculardan biri bir kelime ya da cümleyi sıra başındakine -ve tabi adiliğine çok çok kısık sesle fısıldayarak söyler, bu zinciri takip ederek en sondakine kıkırtılar eşliğinde gelir, en sonuncu yüksek sesle duyduğunu söylemek zorundadır.


lastik atlama:
bu oyun için en az 3 kişi gerekir, çift sayıda oyuncu olduğunda gruplu oynanır. lastiğin iki ucu birbirine bağlanır ve oyunculardan ikisinin arasına gerilir; bilekler birler, bilekle diz arası ikiler, diz üçler kalça ise dörtlerdir. en kasan yerdir dörtler uzun boyuma rağmen beceremezdim. türk usulu, alman falan vardı hepsinin atlama stili başka başka tabi.. almanlarda birler de kasınçtı ama yapardık biz.


seksek:
yere 1 2 3 üstüste 4-5 yanyana üstlerine 6 ve gene üstüne 7-8 yanyana çizilir, bir taş alınır ve 1'den başlayarak 8'e kadar ve sonra da geri başa yanmadan (çizgilere basmadan) zıplamaya çalışılır. dönüşte eğilip taşı almak da en az zıplamak kadar meşakkatli bir iştir. öyle zıplar durur dinlenirim de olmaz zıpzıpzıplamak lazım gelir. eğer oyuncu yanarsa sıra bir sonrakine geçer, her seferinde sırası gelen oyuncu 1'den başlar.


tilki tilki saat kaç:

bir ebe ve kalabalık oyuncu grubu ile oynanır. ebe gruba arkası dönük durur, grup ondan uzaktadır ve sorar "tilki tilki saat kaç?" tilki "iki büyük beş küçük" gibi bir cevap verir, grup o kadar adım atar, tilki bu sırada saymaktadır ve sayması bitip geri döndüğünde hareket eden olursa bunlar başlangıç çizgisine geri döner, gelip tilki'yi yakalayansa yeni tilki olur.


yağ satarım bal satarım [mendil saklama]:
halka halinde oturan çocukların etrafında bir çocuk
"yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım. ustamın sarı kürkü var satmam onbeş liraya, zambak zumbak dön arakana iyi bak" sözleri eşliğinde (bizde böyleydi başka sözler de mevcut) döner, elinde de bir mendil vardır, arada şaşırtmaca vererek mendili birisinin arkasında bırakır. eğer arkasına bıraktığı kişi farkederse çemberin çevresinde koşturup yakalamaya çalışır, ebe boşalan yere oturana kadar yakalayamazsa yeni ebe o olur.


yakan top [yakar top]:
en az üç ama zevki çıkması için daha kalabalık grupla oynanması gereken bir de tabii topla oynanan oyun. iki kisi iki ucta durur ve grup araya geçer, iki uçtakiler ortada kimse kalmayana kadar topu birilerini vuracak şekilde öteki tarafa atar, bu sırada yerden sekmeden ya da herhangi birine vurmadan topu havada tutan kişi "can" alır, bunu sonraya saklayabildiği gibi başkasına da verebilir. en sona kalan secilen sayı kadar turda yanmazsa o (veya grubu) kazanır.


yerden yüksek:

oyunun başlamasıyla yerde kalan ve ondan kaçanlar arasında geçen deli oyundur. enka'nin soyunma odasında havlu askılarının arasında cambazlık yaparak oynadığımızı hatırlarım. dar mekanlar daha eğlenceli kılar oyunu. yere basmadığın sürece her yükseklik dahildir. yerde duran çantadan, kağıya asılmaya kadar her şey dokunulmazlığı kazandırır. olay ebe tutup ebelediğinde yerden yüksekte olmaktır. bir de ebe yükseklere gelemez yerde olmak zorundadır, tabii diğer oyuncuların da sürekli hareket etmeleri aynı yerde kalmamaları gelir.

1 comment:

Anonymous said...

Ben de mağdurum..Kucukken psikoljimi bozdular..Paranoyak ettiler..Ben de giydim o taytları evet..Gıdıklayıp etegimi acıyolardı..Boyle olmamın sebebi onnar :D